6 Ocak 2012 Cuma

       İçimde kötü bir his var yalnızlığın getirmiş olduğu, okumam gereken bir kitabım, çalışmam gereken finallerim var ama ne okumak ne de çalışmak geliyor içimden... Hayallerim uçtu gitti, ne keyfim kaldı ne de çabalamak için bir nedenim... İlerisi pek parlak görünmüyor şu an. Etrafımdaki insanların beni kullandıklarını anladıkça daha bi batıyorum, sanki hak ettiğim buymuş gibi... Sevdiklerim için her şeyi yapıyorum ancak onlar için aynı durum söz konusu değil, beni gerçekten sevip sevmediklerini de düşünmeye başladım aslında... 
      Tüm hayatımı bırakıp gitsem diye düşünürüm bazen, olmayacak hayaller kurarım. Günün birinde tüm hayatımın ne kadar güzel olacağını düşünürüm. Yanılırım oysa, içim böylesine nefret, sinir ve karmaşa doluyken nasıl gerçekleşir tüm bunlar? Söyleyecek son bir sözüm yok, bu manasız şey bu kadar, bu da benden bana gelsin Aylin Aslım-Ahh

31 Aralık 2011 Cumartesi

2012 Sendromum

        Girdik gireceğiz derken daha saat 21:21 ama bizim evde bir cümbüş ama 2012den dolayı değil annem ve babamın yıldönümü ve annemin doğum günü :) yani yılbaşını dışarıda kutlamak bana haram :D Allahtan en yakın arkadaşım votka da yanımda da can sıkıntımı alıyor, dertlerime derman olup keyfimi yerine getiriyor. Yalnız ve efkarlı bir şekilde odamda bunları yazdığım sıralarda eniştem TV nin kumandasını ele geçirmiş bulunmakta ve sürekli zaplıyor ( yaaayyy ) onun varlığı yetmiyormuş gibi dedemin eşek şakalarına da maruz kalmak tamamen intihar sebebi sayılabilir :) Herhangi bir arkadaşımın beni bu durumdan kurtarma ihtimali de olmadığına göre başa gelen çekilir diyerek tüm bunlara göğüs gerdiğim gibi, kardeşimin kaprislerine, saçma sapan müziklere de katlanacağım ve piyango çekilişini bekleyeceğim :) tabiki bana bir şey çıkmayacak :):) zaten şimdiye kadar amorti çıkmışlığı bile yoktur bana :) biletimi de kendim almam her sene biri bana alır zaten çünkü almayacağımı bilirler :)
          Son olarak 2012 den tek isteğim başarılı, mutlu ve huzurlu bir sene geçirmek :) Hepinizin yeni yılı kutlu olsun şimdiden :) Umarım Mayalar haksızdır :D

27 Aralık 2011 Salı

Buna bile hakkım yok!

Bi arkadaşımın doğum günüydü, dışarıda bir mekanda en yakın arkadaşlarımla eğlenirken çalmaya başladı (Gökçe-Tuttu Fırlattı Kalbimi) deliler gibi olmasada gatey yüksek bir tonla söylüyordum
           Tuttu fırlattı kalbimi, ezdi üstünü çiğnedi, zamanla geçer dedi zamanla zamanla...
Derken doğum günü olan arkadaşım "Senin bunu söylemeye hakkın yok!" dedi ve ben sadece sustum...

Şarabımdakiler...

Bugün Kırmızı Şarabımdaki gerçekleri gördüm yine...
Bırakıp gittiklerimi gördüm, bırakıp gidenlerimi;
Özlediklerimi gördüm, özleyenlerimi;
Sevdiklerimi gördüm, beni sevenleri;
Öldüğümü gördüm ve beni öldürenleri...

Keşke görmeseydim,
Keşke hiç merak etmeseydim
Ne seni ne de beni...

24 Aralık 2011 Cumartesi

Özür

         Kiminin kalbini kırdım, kimi benim kalbimi kırdı. Kötü şeyler yaptım ama bedelini hala ödüyorum... İlişkilerimde hiç başarılı olamadım ben, ne istediğimi bilemedim, bildiğimi sandığımda da hep yanıldım dengesizdim. Pek çok ilişkim oldu şimdiye kadar. Tabii ilişki denilirse... Ama hiç unutamadığım kişiler de oldu...
         Biri gerçekten beni benden alan yayındayken diyecek söz bulamadığım, aptal olup hiç bir şeyi anlamadan saçma sapan şeyler söylediğim, sevdiğim ve hatta aşık olduğum ancak çekip gittiğinde tüm hayatımı da yanında sürüklermişcesine yüreğimden büyük bir parça götüren kişi...
         Diğeri yaşı benden oldukça büyük olmasına rağmen hep yanımda olan, bazen yalanlarını görsemde görmezden geldiğim kişi... 
         Diğeri hayatını altüst ettiğim, beni sevmesini sağlayıp aşık olmadığım halde aşık olduğumu sandığım ve olmadığımı sandığımda bir an bile düşünmeden çekip gittiğim kişi...
         Geri kalanlar için ne demeliyim bilmiyorum, bazıları sadece eğlence, bazıları sadece bir hata mıydı cevabını veremeyeceğim kadar salakça şeylerdi.
        Kalbini kırdığım tüm insanlardan onlar bilmese bile özür diliyorm. Yüzlerine söyleyecek kadar gururum yok. Üzgünüm... Ama biliyorum ki artık aynı hataları yapmayacağım artık o küstah kendini bilmiş kişi olmayacağım.



18 Aralık 2011 Pazar

Aşk mı? Sevgi mi?

         Hani şu filmlerde vardır ya 2 kişi birbirlerinden çok hoşlanır, sonra bir gün biri cesaret eder ve ilk adımı atar, daha sonra birbirlerine aşık olurlar (ilk görüşte aşk değil galiba bunlarınki) her şey çok güzeldir. Harika vakit geçirirler birlikte, iyi anlaşırlar, gezerler, tozarlar, eğlenirler... Ve bir gün bu aşk biter artık ilk günkü heyecan yoktur aralarında ama bunu hemen itiraf edemezler. Üzerinden biraz zaman geçer ve en sonunda biri dayanamayıp terk eder, diğerinin gözü yaşlı, ona sadece elveda demek düşer...

         Bir de çok iyi arkadaşlar vardır "dost"lar vardır. İyi günleri de kötü günleri de olur. Severler birbirlerini ama bazen kavga da ederler, tartışırlar, küserler-barışırlar. Ama aslında hep birbirlerinin iyiliğini düşünürler, kötü günlerinde birbirlerinin yanlarında olurlar. Gezerler, tozarlar, eğlenirler... Ve bir gün biri diğerini teselli etmelidir, onun yanında olup acısını paylaşmalı, dünyanın sona ermediğini anlatması gerekir. İşte o zaman anlarsın aşk mı sevgi mi...

17 Aralık 2011 Cumartesi

Merhaba!!!

       Evet! Ben bir gayim ve 12-13 yaşımdan beri bunun farkındayım ancak bunu tamamen kabullenmem ve kendimle barışmam 17 yaşımı buldu. Kendimi böyle seviyorum. Çevremdeki insanlar gay olduğumu bilmiyor "bazı istisnalar var tabii" zaten açıklamak o kadar da kolay değil, özellikle sevdiğiniz kişilerin size korkunç bir gözle bakmalarından ve onlar tarafından terk edilmekten korkuyorsanız!
     Bu blogu neden açtım hiç bir fikrim yok! Belki içimi dökerim de rahatlarım diye galiba :) tabi rahatlatacak mı göreceğiz. Kim bilir belki bi okuyan olur da tavsiye verir. Neyse şimdilik bu kadar, kısa sürede görüşmek üzere...